Son Haberler |

7 Haziran 2012 Perşembe

HALUK LEVENT’E “BRAVO” DİYORUZ

Facebookda Paylaş Twitterda Paylaş Google+da Paylaş
Şarkıcı Haluk Levent Akşam gazetesi Life ekine konuk yazar oldu. TV dizileriyle ilgili yaptığı gözlem-eleştiri, gazetelerdeki TV eleştirmenlerini kıskandıracak nitelikte.


İşte o yazı:

“Ekim ayında başlayacak bir televizyon dizisi için müzik yapmayı kabul ettim. Lakin dizi müziğine yabancı olduğumdan gündemde hangi dizi var ise takip etmeye başladım. Bazılarını beğenerek, bazılarını katlanarak izliyorum. Şimdi sıra gözlemlerimde...

Dizilerdeki en belirgin şey, konu yaratma beceriksizliği. İlk konuda bulunan senaryo öğelerini birleştirmeye çalışan senaristler, zekalarını geliştirmek yerine olayı kökten bitirmişler: Kapı dinleyerek. İyi karakterler hep istemeden dinlemeye tanık olurken, kötü karakterler bilerek ve isteyerek dinliyor. Bu dinlemeler sonucunda diziye aniden adrenalin kazandırılıyor ve dizi dinamizmi yeniden ortaya çıkıyor.

Örnek olarak, Kuzey Güney dizisinde: Simay hep odayı dinler, Güney'in sırrını öğrenir. Güney, Bahar Hanım'ı dinler, mirasın sırrını öğrenir. Ceren, Zeynep'i dinler Kuzey'in birlikteliğini öğrenir. Kuzey'in babası Kuzey'i dinler, Ceren'in ağabeyi herkesi dinler.

'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisinde ise Mukaddes herkesi dinler. Mustafa hem hamile olan karısını hem Selim'i hem babasını dinler. Avukat Fatmagül'ün ailesini; Kerim dahi Fatmagül'ü dinler.

Muhteşem Yüzyıl'da da durum farklı değil. Devamlı dinlenir kapılar. Nigar, Gül ağayı dinler, büyük sırrı öğrenir; cariye İbrahim Paşa'yı dinler büyük sırrı öğrenir. Matrakçı dinler gider ihbar eder, Hürrem dinletir.

Diğer dizilerde de durum felaket. Bir iki dizi hariç son yıllarda yapılan operasyonların insanların özel hayatlarını dinlemesi sonucu oluştuğunu biliyoruz. Dedikodu yüzyıllardır süre gelen toplumsal bir rahatsızlığımız. Bu rahatsızlığımızın olduğunu bilen senaristlerimiz, yaratıcılık yerine basit dinlemelerle işi çözmüşler.

Ben de kendi şahsıma bir deneme yapmak için kapı dinlemeye karar verdim, dizilerdeki gibi 'net geliyor mu?' diye. Evde, otelde ve ofiste arkadaşlarıma söyledim, 'geçin diğer odaya, konuşun' dedim. Ancak yaptığım çalışmalar çok başarılı olmadı. Cümleler tam olarak anlaşılmıyor. Bu arada anladım ki televizyon dizilerinde kullanılan binalar hiç sağlam değil.

Bence hükümetin 7 milyon evin yapılandırılması projesi ile beraber bu üç dizide kullanılan kağıttan evleri de projeye dahil etmek gerekiyor! Basit kapı dinleme ile sürdürdükleri hikayelere artık son verip, gelecek neslin merak ve dedikodunun esiri olmadan yetişmesine yardımcı olurlar.”

Paylaş:

Yorum Gönder

 
Yukarı Çık
Telif Hakkı © 2014 Ulusal Gazete | Tasarım: OddThemes