Son Haberler |

12 Mart 2012 Pazartesi

“Savaş Türkiye’nin yüreğinde patlayabilir”

Facebookda Paylaş Twitterda Paylaş Google+da Paylaş
“Savaş Türkiye’nin yüreğinde patlayabilir”
Bilgi Ekonomisi uzmanı Dr. Özgür Uçkan'a göre İran ve Suriye, ABD’nin elinden koparmak ve rakiplerine karşı kullanmak için Kürtleri desteklerse Türkiye'nin bu konuda hiçbir yaptırımı olamayacak.


Türkiye, Wikileaks’in açıkladığı skandallarda önemli bir yerde.Bir zamanlar “sıfır sorun”lu komşuları Suriye ve İran ise ABD’nin iştahına yem olmak üzere. Bilgi Üniversitesi’nde Bilgi Ekonomisi,Ağ Ekonomisi, Enformasyon Tasarımı veYönetimi dersleri veren Dr. Özgür Uçkan,Yurt Gazetesi’nin ABD’den Ortadoğu’ya uzanan oyun hakkındaki sorularını yanıtladı.

Yazışmaları sızdırılan Stratfor’la Wikileaks sayesinde tanıştık. Stratfor nedir?

Stratfor’un kurucusu, George Friedman.NeoCon ekipten, sağlam ilişkileri olan çok satan bir yazar. Stratfor, Friedman’ın karısıyla kurduğu bir şirket. Bu işe cesaretlendirildiği bir gerçek. Müşterileri ABD donanması, ordu istihbaratı gibi bir sürü dikkat çekici kurum ve şirket. Stratfor özel istihbarat yapıyor. Cezaevleri ve ordular gibi istihbarat da özelleştiriliyor...

Daha önce de Rand Corporation gibi vakıf ve kuruluşlar yok muydu?

Vakıflar ve düşünce kuruluşlarının konumu biraz farklı; stratejiyi daha yukarıdandikte ederler. Stratfor gibiler ise CIA’nın, FBI’ın yapamadığı işleri yapabilir. Genellikle eski istihbaratçılar kurar.

Derledikleri bilgiler ne kadar güvenilir?

Güvenilir olmak zorunda. Ticari itibarını sattığı istihbaratın doğruluğuna borçlu. Wikileaks’in sızdırdığı epostalar farklı; süzgeçten geçirilmemiş ham bilgiyi içeriyor. Bunları kaynağına, güvenilirliğine göre sınıflandırıyorlar. Birçok kuruluş iddiaları yalanladı,bazıları bir şey demedi. Önemli olan Statfor’un Goldman Sachs ile ortak
kurduğu finansal istihbarat şirketi Strat-Cap. Asıl gürültü bu girişimle ilgili bilgiler, epostalar ortalığa döküldüğünde kopacak.
Çünkü finansal casusluk söz konusu. Stratfor belgelerinde de iştah kabartacak birçok bilgi var. Henüz çok azı yayınlandı.

Neden Türkiye bu skandallarda önemli bir yerde?

Çünkü örneğin ABD Ankara Büyükelçiliği sadece Türkiye’ye bakmıyor. Cablegates’de de böyle. Büyük bir bölgenin ilişkileri Türkiye üzerinden kuruluyor.

TÜRKİYE, MÜSLÜMAN KARDEŞLER İKTİDARI İÇİN ÇALIŞIYOR

Suriye ile ilgili iddialar ne kadar gerçek? Türkiye’nin Suriye’deki muhalif hareketi organize ettiği belirtiliyor.

Bu büyük ölçüde doğru. Türkiye için ABD’den görevlendirme var; arka planda kalıp, ittiriyorlar. Bu, Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın konuşmalarından da çıkarılabilir.“Baba Esad’ın suçlarını oğlundan soracağız”diyor Erdoğan. ABD ile Türkiye’nin gizli anlaşmalarının arkasında Müslüman Kardeşler’i iktidara geçirmek var.

BAŞBAKAN SURİYE'DE ATEŞLE OYNUYOR

Türkiye bu işe ne kadar müdahil?

Suriye’ye ilişkin Stratfor’un bilgisi doğru.Buna göre, ABD ve Türkiye’nin aralarındaki resmi anlaşmalara dayanarak gayri resmi biçimde Suriye’ye yönelik özel güç operasyonları düzenlediği söyleniyor. Orada cirit atan istihbarat elemanlarımızın yakalandığını görüyoruz. Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin sürece müdahil olmasını meşrulaştırmaya ve seçeneğin de askeri güç kullanmak olduğuna ikna etmeye çalışıyor hepimizi. Dışişleri Bakanlığı Stratfor yayınlarını yalanlamadı. Suriyeli kaynaklar ise bu bilgileri Türkiye’ye karşı kullanmaya başladı. Türkiye’nin Suriye’de böyle bir rol oynaması Türkiye’nin başını ağrıtır. İran, Rusya ve Çin ile aramız tamamen bozulur. Rusya enerjiyle, Gazprom’la bizi kıvrandırır. Çin’le başımızın derde girmesinin bin tane sonucu olabilir. Bölge ülkeleri bize şüpheyle bakmaya başlar.Komşularla sıfır problem hikaye olur. Bahreyn, Suudi Arabistan gibi ülkelerin yanında ABD kuklası olarak kalırız. Sıcak savaşa bile dahil olabiliriz ve savaş topraklarımıza yayılır. Suriye zor lokma, uzun süredir ordu yönetiyor. İran için de stratejik önemi var. ABD’liler İran’ın askeri gücünü çok küçümsüyor. İran’ın Irak’ta olmayan imkanları var; Hamas’ı, Hizbullah’ı taşeron olarak kullanabilir ve kullanıyor.İran’la savaşa girildiğinde bu İsrail’in de savaşın içinde olması demek. Benzer hamleleri İran Türkiye’ye karşı da yapabilir. Birden PJAK’ı desteklemeye başlayabilir. Sıcak savaş Türkiye’nin yüreğinde patlayabilir.Sonuçları da iktidardakilerin beklemediği yönde gelişebilir.

Türkiye Arap Baharı’nın neresinde?

Arap Baharı her ülkede aynı gelişmedi ve aynı sonuçlara sahip değil. Bunlar kendiliğinden gelişen ve çok gecikmiş hareketler.Geçen yüzyılda kalması gereken ama ABD’nin desteğiyle ayakta kalabilmiş otokratik yönetimler yıkılıyor. Böyle bakıldığında örneğin Mısır’da olanlar ne ABD’nin ne de İsrail’in işine geliyor. ABD sürece müdahil olmak istiyor. Ama Tunus’ta ABD’nin esamisi okunmaz; orada her yerde ABD’lilerin cirit attığını, partilerin kapısını aşındırdığını gördüm ama ülkeyle organik bağları yok. Tunus’ta kaybeden Fransa oldu, mallarına el kondu. Mısır’da ABD süreci yönetmeye çabalıyor;Mübarek’ten sonra yönetime adamlarını geçirmeye çalıştı ama Süleyman Yaşar’ın Mossad ajanı olduğunu Wikileaks sızdırıncabeceremedi. ABD, Mısır Ordusu üzerinde bugün de etkili. ABD, Müslüman Kardeşler ile de görüştü ve Müslüman Kardeşler itibar kaybetti, orduyla gizli anlaşmaları ortaya çıktı. Ama Mısır’da sokağın ve gücünün tadını alan halk pek kolay evine kapanmaz. Müslüman Kardeşler de bu coğrafyalarda homojen bir yapı değil.Mesela EnNahda Partisi Mısır’daki Müslüman Kardeşler’den çok farklı. Cezayir’deki İslamcılar farklı, çok sert. ABD’nin Müslüman Kardeşler’den bir yeşil kuşak oluşturma ve Türkiye gibi ülkelerin taşeronluğuyla bu kuşağı yönetme hayali ters tepecek.Olan da bu ülkelere, özellikle de Türkiye gibi felaket planında rol oynayarak kirlenen ülkelere olacak.

Türkiye’nin Irak ve Suriye Kürdistanı’nı kontrolüne kimse inanmaz

31 Mart’ta Kürt devletinin kuruluşu ilan edilecek gibi. Türkiye’ye de Irak ve Suriye Kürdistanı’nın kontrolü vaat ediliyor. Ne dersiniz?

Buna inanacak biri varsa Başbakan falan...Bu, Türkiye’yi kandırmak için başvurulan ucuz bir hile. Kanmak için de saf olmak gerek. Suriye’deki Kürtlerin durumu da tuhaf. Tam öngöremiyorum. Böyle bir şey 2006’da gündeme gelseydi çok daha ciddi olabilirdi. Ama ABD’nin Irak’ta kanatları bayağı yolunduğu için böyle bir kalkışma çok kanlı olabilir... Ortalık karışır. Suriye ve İran’da yükselen bir gerilim var. İran ve Suriye, ABD’nin elinden koparmak ve rakiplerine karşı kullanmak için Kürtleri desteklemek gibi bir adım atarsa bu her şeyi değiştirir ve Türklerin hiç yaptırımı olamaz. Son günlerde Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinden haber çıkmıyor. Her şey karanlıkta dönüyor.

TÜRKİYE ÖNCE KENDİNE BAKMALI

Suriye’de olanlar sürece oturuyor mu?

Suriye ve Libya diğer ülkelerden farklı.BAAS rejimi çok bocaladı, sert politikalar uyguladı. Bunlar bu hareketlerden önce de vardı. Ortaya silahlı güçlerin çıkması kendiliğinden ortaya çıkmış bir halk hareketi değil; dışarıda kararlaştırılmış bir iş. BAAS rejimini onaylamıyorum, ciddi bir muhalefet var ama sonradan devreye giren ve dışardan silahlandırılmış güçler bu halk hareketinin parçası değil. Rejim iç dinamikleriyle demokratikleşmeli. Ülkesine Suudi tanklarını davet edip halkına kıyan Bahreyn,utanmadan Suriye’yi demokrasiye davet ediyor. Arap Birliği önce aynaya baksın. Türkiye de komşularına demokrasi götürmeden önce kendisine bakmalı: Basın özgürlüğü siciline, muhalif hareketlerin şiddetle bastırılmasına, tutuklu gazeteci sayısıyla dünyada bir numara olmasına, yargısürecinin cezaya dönüşmesine bakmalı... Libya’da da “bahar” yok. Dış müdahale var ve bu demokrasiyle değil, ekonomik çıkarlarla ilişkili. Kaddafi diktatördü amahalk hareketi yüzünden değil, dış müdahaleyle devrildi. Libya’da yönetim kabilelere dayanıyordu ve kabilelerle oynamak kolay. Bu güçler Arap Baharı’nın rüzgârını kullanarak tezgâhlarını iyi zamanladılar ve uluslararasıkamuoyunu atalete itmeyi başardılar.Suriye’de olup bitenler de bu oyunun parçası. BAAS rejimi kilit bir yapı. Suriye’yi çözdüğünüzde İran’ı da çözersiniz.,

Türkiye oyuncu değil,oyuncak

Türkiye Kürt meselesini neden çözemiyor

Türkiye, Kürt meselesini tek başına karar veremediği için çözemiyor. Çünkü Türkiye tek başına karar vermiyor. Ciddi adımlar atmayı Menderes’ten başlayarak bir sürü insan denedi.Ancak türlü yaptırımlarla karşılaştılar. Başta ordu olmak üzere pek çok nedeni var. Zamanında ordunun politikalarından bahsediyorsak aslında ABD’nin politikalarını kastediyoruzdur.Kürt sorununu gerektiği gibi iç dinamikleriyle ve barışçı, demokratik bir biçimde çözmek için birçok fırsat geçti elimize ama her defasında birileri tarafından akıllıca baltalandı. Mevcut iktidarda gündemdeki politikalarıyla, hepimizin unutmak istediği 90’lara dönmek için bir Amok koşusuna çıkmış görünüyor. Bölgenin geriliminde bu koşu felaketle sonuçlanabilir.Umarım bu felaket, küresel konjonktürün zoruyla veya bölge dinamiklerinde hızlı bir değişimle engellenir. Çünkü bir aktör olarak Türkiye şu anda oyuncudan çok, oyuncak olarak görünüyor...

Paylaş:

Yorum Gönder

 
Yukarı Çık
Telif Hakkı © 2014 Ulusal Gazete | Tasarım: OddThemes